Melike Sarıkatipoğlu'nun Vintage Gardırobu

Konseptimiz hikayesi olan kıyafetler üzerine. Senin vintage parçalarla ilişkin nasıl?

Vintage parçalarla ilişkim lise döneminde başladı. Annemin gardırobunda eski ama çok iyi korunmuş birçok parça vardır. Babamla çok seyahat ettiklerinden dolayı da her aldığı parçanın bir hikayesi olur. Annem gardırobundan giyinmeye başladığımda hep mutlu olurdu, eski kıyafetleri değerleniyor diye. Daha sonraları vintage parçaların üzerimde yarattığı "benim bir parçammış" hissiyatını tadınca artık tüm alışverişlerimi de vintage pazarlardan yapar oldum. Fransa'da yaşadığımdan dolayı da bu konuda şanslıydım.

Hikayesini en çok sevdiğin kıyafetin hangisi?

Çekimde de yer alan annemin kahverengi yün eteği. Babam, o eteği anneme daha evlenmeden gömleğiyle takım almış. O zaman babam senenin yarı döneminde Paris'te yaşıyor ve annem için gelip gidiyormuş. Annem de babamın zevkine bayılıyor ve onu Türkiye'ye dönmeye ikna ediyor.

Zamansız bir stil yaratmanın gustosu sence nedir?

Gözüne iyi görünen, içinde iyi hissettiğin, materyali ve kesimi iyi olan giysiler biriktirmek. Bunları yaparken yanılgıya düşmemek için de 50 sene sonra fotoğraflarıma bakıldığında, "Ne şık giyinmişsin mi derler, yoksa ne komik giyinmişsin mi?" diye de düşünmek.

Trendleri sıkı sıkıya takip eder misin?

Pek sayılmaz. Sık sık alışveriş yapan biri de değilim.

Gardırobunda yaz-kış fark etmeksizin bavuluna muhakkak giren parçalar var mı?

Elbette. Gömlekler, basic tişörtler; kışın yün, yazın ise keten blazer ceketler.

Instagram hesabına ilk kez bakanlar senin harika yemeklerinle karşılaşıyor. Yemek yapma yolculuğun nasıl gelişti? Senin için bir tutkuya benziyor...

Benim için kesinlikle bir tutku. Küçüklüğümden beri yemek yapıyorum. Ailem yemek konusunda yetenekli kadınlarla dolu. Psikoloji okudum, reklamcı olarak çalıştım, fotoğrafçılık yaptım; derken kader beni olmam gerekenle buluşturdu gibi hissediyorum.

İyi yemek yapmak ve iyi giyinmenin ortak paydada buluşan özelliklerini sayar mısın desek...

İçgüdülerini dinliyorsan ve biraz da pratiğin varsa ortaya her zaman güzel bir şey çıkar ve çıkan her şey de bir nebze sana benzer.

Gardırobunda ve mutfağında sürdürülebilirliğe önem veriyor musun?

Kesinlikle! Her ne kadar vintage merakım sürdürülebilirlik kaygısıyla başlamasa da (15 sene önce bu terimi pek kullanmıyorduk) daha sonrasında bir refleks olarak buna dikkat ettim ve hala da ediyorum. Hızlı moda markaları yerine lokal markaları tercih etmek, iyi ürünleri alıp uzun seneler giymek ve ihtiyacım kadar tüketmek, moda anlamında benim için önemli bir bakış açısı oldu.

İleride vintage olur diyerek, kıyafet ya da aksesuarlarını saklıyor musun?

Kesinlikle! Mesela Phoebe Philo tasarımı Céline'lerim bana kalırsa şimdiden bu değerde.

Fotoğraflar: Sancar Kemal Demir