Lüks artık sadece bir obje, bir kıyafet değil, yaşanan bir deneyim. Son yıllarda dünyanın önde gelen modaevleri de lükse yeni bir anlam yüklüyorlar. Louis Vuitton, Hermès, Gucci, Fendi ve hatta Rolls-Royce gibi markalar artık yalnızca gardıroplara değil, evlerin salonlarına da dokunuyor. Her biri kendi DNA'sını yansıtan oyun setleriyle zanaatkârlığı, nostaljiyi ve modern tasarımı bir araya getiriyorlar. Bu setler yalnızca oyun oynamak için değil, tıpkı bir sanat objesi gibi sergilenmek, hatta miras kalacak bir parça olmak için tasarlanıyor. Bir anlamda bu eğilim, "quiet luxury" akımının eğlenceli yansıması. Tavla pullarına işlenmiş deri, satranç taşlarına kazınmış marka imzaları, bilardo masasındaki özel ahşap damarları... Her detay, modanın artık dört duvar arasında da hüküm sürdüğünün kanıtı.
Gucci, Hermès ve Louis Vuitton'un bilardo masaları, lüksün artık sadece giyimde değil, yaşam alanlarında da hüküm sürdüğünün adeta bir kanıtı. Gucci, GG Supreme kumaş, pirinç detaylar ve ikonik web şeritleriyle klasik oyunu adeta bir tasarım objesine dönüştürürken, Hermès, "Off Piste" adını verdiği masasında Fransız zanaatkârlığını sergiliyor; deri kaplamalar, kıvrımlı hatlar ve sade zarafetle bir heykel gibi görünüyor. Louis Vuitton ise Monogram Canvas kaplı gövdesi ve deri köşe detaylarıyla seyahat ruhunu salonlara taşıyor. Her vuruşta markanın el işçiliği hissediliyor. Tabii üçü de aynı mesajı veriyor: "Oyun, artık sadece bir eğlence değil, lüksün yeni formu."
Louis Vuitton'un masa tenisi seti, markanın ikonik monogram dokunuşunu raket ve toplara taşıyarak salonları küçük bir Louis Vuitton vitrinine dönüştürüyor. Deri kaplamalar ve özel saklama çantasıyla hem şık hem fonksiyoneller. Beymen Home ise modern yaşam alanlarına uyumlu, zarif çizgili masa tenisi setleri sunuyor, minimal tasarım, kaliteli ahşap ve renk seçenekleriyle hem dekoratif obje hem de eğlenceli bir deneyim vadediyor. İster salonun ortasında hem oyun hem estetik sunan bir parça, ister koleksiyonluk bir obje olarak, bu setler evde lüksün sınırlarını yeniden çiziyor.
Armani'nin minimalist çizgilerle modern estetiğe dönüştürdüğü satranç setleri, mat metal ve ahşap kombinleriyle sofistike bir dokunuş sunuyor. Cartier ise mücevher işçiliğini taşlara yansıtarak, taşların altın ve oniks detaylarla parladığı bir koleksiyonluk obje ortaya çıkarıyor. Hermès'in satranç setleri, deri pullar ve özenle seçilmiş ahşap tahtalarıyla Fransız zanaatkârlığının imzasını taşıyor. Ralph Lauren ise klasik Amerikan estetiğini koyu ahşap ve deri kasalı setlerde yorumluyor. Lüks modanın yanı sıra otomobil markaları da, satrancı stil ve zanaatkârlığın sahnesine taşıyor. Rolls-Royce'un satranç seti, otomobil lüksünü oyun koleksiyonlarına entegre ediyor. Veneer kaplama, metal detaylar ve markanın ikonik çizgileri bu özel satranç takımının her karesine statü katıyor. Her bir marka, satrancı bir estetik deneyime dönüştürerek, lüks yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline getiriyor.
Tavlayı klasik oyunlardan biri gibi düşünmeyin artık, kendisi son dönemde adeta lüks yaşamın bir parçası halini almış durumda. Cartier'nin tavla setleri, mücevher işçiliğini taşlara ve kutuya yansıtarak, altın ve oniks detaylarla koleksiyonluk bir obje yaratıyor. Hermès'in setleri ise zarif deri kaplamalar ve özenle işlenmiş ahşap pullarla Fransız zanaatkârlığını oyun alanına taşıyor. Ralph Lauren ise klasik Amerikan estetiğini koyu tonlu ahşap ve deri kasalı setlerde yorumlayarak, tavlayı hem oynanabilir set hem de dekoratif bir ifade objesine dönüştürüyor. Her biri, geleneksel oyunu lüks ve stil ile harmanlayarak, salonlarda ve koleksiyonlarda prestijli bir yer ediniyor.
Şaşıracaksınız ama iskambil kartı da lüks yaşamın zarif bir uzantısı artık. Bottega Veneta, imzası haline gelen örme deri (intrecciato) dokusunu ve minimal tasarım dilini kağıtlara taşırken, sofistike renk paletiyle masaya stil katıyor. Versace ise ikonik barok motiflerini ve altın detaylarını iskambil destesine yansıtarak, her kartı adeta bir tasarım objesi haline getiriyor. Her iki marka da oyun oynamayı, estetik ve prestijin bir buluşma noktası haline getiriyor, klasik desteyi evde veya seyahatte lüks bir deneyime dönüştürüyor.
Plajda oyun bile artık lüks bir ifade aracı. Bottega Veneta'nın plaj raketi setleri, marka imzası haline gelmiş intrecciato dokulu saplar ve sofistike nötr tonlarla zarif bir minimalizm sunmakla kalmıyor, her vuruşta stil hissi veriyor. Versace ise yine kendine has barok desenleri ve altın detaylarıyla, plaj raketlerini adeta bir moda objesine dönüştürüyor. Üstelik güneşin altında oyun oynarken dahi salon şıklığını aratmayan bir estetik sunuyor. İki marka da plajı, eğlenceyi ve lüks yaşamı buluşturarak sıradan bir oyunu prestijli bir deneyime çeviriyor.
Golfün zaten lüks yaşamın bir yansıması olduğu aşikâr. Louis Vuitton'un golf çantası ise markanın ikonik Monogram veya Damier desenli kanvası, deri detayları ve özenle işlenmiş metal aksesuarlarıyla hem fonksiyonel hem de stil objesi olarak öne çıkıyor. Her cep, her toka ve dikiş, markanın estetik kodlarını taşıyor. Çanta, sahada veya kulüp salonunda fark yaratmak isteyenler için tasarlanmış olduğunun altını çiziyor. Bu çanta, golfün prestijini ve Vuitton tarzını bir araya getirerek oyunun her anını bir moda deneyimine dönüştürüyor.
Versace, spor ekipmanlarına ikonik stilini taşımaya devam ediyor. Basketbol topu, yine markanın ayırt edici barok motifleri ve altın detaylarıyla süslenmiş. Hem sahada hem dekoratif olarak öne çıkıyor. Sadece oyun oynamak için değil, bir stil objesi olarak tasarlanmış bu top, lüks yaşam ile sporun birleştiği noktanın simgesi haline geliyor. Her vuruşta Versace estetiği hissediliyor ve sıradan bir basketbol deneyimi, prestijli bir moda ifadesine dönüşüyor.
Fotoğraf: Rolls-Royce