Bu yılın teması olan "Dağılan Koordinatlar: İstanbul ve Değişen Sanat Peyzajı", sizin için tam olarak ne ifade ediyor?
Dünyayı algılayışımızı ters yüz etmek... Sanatın sürekli değişen manzarasında konumumuzu sorgulamak ve bilinmeze cesaretle yaklaşmak. Sınırları sorgulamaya davet eden, bizi alışılmışın dışına çıkaran bir yaklaşım.
Bugün sanatı en çok etkileyen sosyal ya da teknolojik dönüşümler sizce neler?
Sosyal açıdan bakıldığında kapsayıcılık, yeni sesleri ve bakış açılarını daha görünür kılıyor. Teknolojik tarafta ise yapay zekâ, blockchain ve metaverse; sanatın yaratılma, sahiplenilme ve paylaşılma biçimlerini kökten değiştiriyor. Bu sayede sanat daha erişilebilir hale geliyor ama aynı zamanda katmanlı ve karmaşık bir yapı kazanıyor.
Dijital sanatın yükselişi koleksiyonerlik pratiklerini nasıl dönüştürüyor?
Dijital sanat, değer kavramını tamamen yeniden tanımlıyor. NFT'ler ve sanal eserler, fiziksel varlıktan çok özgünlük ve deneyimi öne çıkarıyor. Bu da koleksiyonerler için cesur, yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
İstanbul'un Doğu ile Batı arasındaki konumunu sanat perspektifinden nasıl görüyorsunuz?
İstanbul canlı ve dinamik bir kavşak noktası. Doğu'nun köklü mirasını Batı'nın yenilikçi vizyonuyla harmanlıyor. Sanat sahnesi de bu harmanla birlikte iki dünyayı birbirine bağlayan güçlü diyaloglar yaratıyor.
Guggenheim deneyiminizden bugüne taşıdığınız en önemli ders sizce nedir?
Sanat; kültürleri, fikirleri ve insanları birbirine bağladığında yaşam bulur. Yaklaşık 20 yıl boyunca Guggenheim Yönetim Kurulu'nda yer aldım; başta beni çeken şey kurumun küresel vizyonuydu. Bugün hâlâ hayatımı ve işlerimi bu öğreti yönlendiriyor.
Bu yıl CIF Dialogues'a katılma motivasyonunuz neydi?
Sanatın dünyadaki sarsıcı değişimleri nasıl yansıttığını sorgulamak istedim. Batı'daki merkezlerden Asya ve Orta Doğu'daki yükselen kültürel güçlere uzanan bu büyük sorulara derinlemesine girmek için buradayım. CIF Dialogues, filtresiz, cesur tartışmalar için eşsiz bir alan sunuyor.
Contemporary Istanbul'un 20'nci yıl dönümünde burada olmak sizin için ne ifade ediyor?
Bu, dayanıklılığın ve vizyonun kutlanması demek. Bu özel dönüm noktasını kutlamak, sanatın durdurulamaz, kalıcı ruhunu onurlandırmak gibi.
Kariyerinizdeki en heyecan verici dönüşüm veya kırılma anı neydi?Her daim dönemin ruhunu yakalamak... Bundan 20 yıl önce Guggenheim Abu Dhabi'yi desteklemek, Suudi Arabistan'ın Vision 2030 kültür ve sanat vizyonunun erken savunucularından olmak ya da dijital platformlara, metaverse ve yapay zekâya öncülük etmek. Her bir adım, sanatı dünyanın nabzıyla yeniden buluşturmayı başardı.
Genç koleksiyonerlere vermek isteyeceğiniz önemli tavsiyeler neler olur?
Geçici trendlere değil, sezgilerinize güvenin. Galeri ve müze duvarlarının ötesine geçen, dünyanın hikâyelerine dokunan eserleri arayın. Sizi gerçekten etkileyen sanat eserleri zamanla değerini her daim korur.
Bugünün koleksiyoncuları artık sadece sanat eseri değil, değer ve anlam da topluyor. Sizce geleceğin koleksiyonculuğunu hangi kavramlar şekillendirecek?Geleceği kestirmek zor, ancak özgünlük, kültürel yankı ve sürdürülebilirlik öne çıkacak diyebilirim. Güçlü hikâyeler anlatan, etik değerler taşıyan ve aynı zamanda görsel açıdan etkileyici sanat eserleri koleksiyonerlerin odağına girecek.
Sürdürülebilirlik sanat dünyasında koleksiyonerler için ne kadar önem kazanıyor?Sürdürülebilirlik yükselen bir değer. Çevresel ve sosyal sorumlulukla doğrudan bağlantılı. Yeni temalar ortaya çıkacak olsa da koleksiyonerler her geçen gün daha fazla, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir geleceği savunan sanat eserlerine yöneliyor.