Bodrum'un büyüleyici doğasında, sadece bir proje değil, bir yaşam biçimi doğdu. Mare Deluxe Residence & Villas, Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Karaçöl'ün hayalinden ilham alarak şekillenen bu özel yapı; lüks, sadelik ve doğayla uyumu aynı potada eriten rafine bir yaşam alanı sunuyor. Karaçöl için Mare Deluxe, klasik bir turizm yatırımının ötesinde; aileye, zamana ve dinginliğe adanmış bir değer. "İnsanların burada sadece tatil yapmayacak, aynı zamanda kendilerini yeniden keşfedecek olmaları fikri beni en çok heyecanlandıran şeydi" diyen Karaçöl, bu projeyi adeta bir içsel keşif alanı olarak tanımlıyor. Doğaya saygılı, zamansız bir zarafetle inşa edilen Mare Deluxe'un arkasındaki vizyonu, tutkuyu ve ilhamı, Ahmet Karaçöl ile gerçekleştirdiğimiz özel bir söyleşiyle keşfediyoruz.
18 rezidans dairesi, 8 otel odası ve villalardan oluşan rezidansları tasarlarken "lüks", "sadelik" ve "doğallık" kavramlarını bir arada tutmak kolay olmasa gerek... Bu dengeyi nasıl sağladınız?
Bu dengeyi sağlamak bir sanattı. Lüks, çoğu zaman gösterişle karıştırılıyor. Oysa bizim benimsediğimiz lüks anlayışı; ferah alanlar, kaliteli malzemeler, kusursuz işçilik ve sade ama etkileyici detaylar üzerine kurulu. Her villada doğal taş, ahşap ve camı harmanladık. Sadeliğin içindeki incelikli şıklık, Mare Deluxe'un ruhunu yansıtıyor.

Mare Deluxe'ta özel tekne iskelesinden spa'ya, gurme restorandan Fitness Kulübü'ne kadar pek çok ince düşünülmüş hizmet var. Tüm bu unsurları marka kimliğinize nasıl entegre ettiniz?
Marka kimliğimizin temelinde "butik lüks deneyim" yatıyor. Misafirlerimizin her ihtiyacını onlar dile getirmeden önce fark etmek, bu anlayışın en önemli noktası. Özel iskele, spa, çocuk kulübü ya da gurme restoran gibi detaylar; yaşam kalitesini artırmak, aynı zamanda da duygusal bir bağ kurmak için tasarlandı. Her biri, Mare Deluxe'un bütünsel yaşam vizyonunu temsil ediyor.
Denize sıfır rezidanslarınız ve özel plajınız Mare Deluxe'un en dikkat çeken özelliklerinden. Bu konuda nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Geri dönüşler beklentimizin çok üzerinde oldu. Denizle bu kadar iç içe, aynı zamanda da konforlu bir yaşam alanı yaratmak herkesi etkiledi. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerden gelen misafirlerimiz; burada gerçek anlamda nefes aldıklarını, doğayla uyum içinde yaşadıklarını söylüyor. "Burada her sabah uyandığımda kendimi yeniden buluyorum" diyen çok fazla misafirimiz var.

Son yıllarda tatilde de "yavaş lüks" yani slow luxury trendi öne çıkıyor. Siz bu trende nasıl yaklaşıyorsunuz? Mare Deluxe'un bu anlayışı gerçekten yansıttığını düşünüyor musunuz?
Kesinlikle! Biz Mare Deluxe'u ilk hayal ettiğimiz andan itibaren "zamanın yavaş aktığı bir cennet" olarak kurguladık. İnsanların hızlı şehir hayatından uzaklaşıp, ritmini doğanın belirlediği bir yaşamla buluşmalarını istedik. Gün batımı meditasyonları, sakin sabah kahvaltıları, sessiz yürüyüş yolları... Hepsi bu felsefenin birer yansıması. Bizim için lüks, sadece gösteriş değil; bir dinginlik ayrıca.
Otelde hangi tatil aktiviteler daha çok tercih ediliyor? Peki, sizin favoriniz hangisi?
Deniz turları en çok tercih edilen aktiviteler arasında. Ayrıca spa ritüellerimiz de çok özel tasarlandı. Kişiye özel uygulamalarla bütünsel bir rahatlama sunuyoruz. Benim favorim ise sabah erken saatlerde tekneyle açılıp Bodrum koylarını gezmek...

Ekibinizi motive ederken ve hizmet anlayışınızı oluştururken genellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
Liderlik benim için sadece yön göstermek değil, ilham vermek demek. Her bir çalışanın değerli olduğunu hissettirmeye çalışırım. Misafir memnuniyeti ise sadece kurallar değil, kalpten gelen bir özenle mümkün olur. Samimiyet, detaylara dikkat ve sürekli gelişim; benim yönetim anlayışımın temeli.
Sürdürülebilirlik her sektörde gündem konusu. Mare Deluxe'ta çevreye duyarlılık adına hayata geçirdiğiniz veya planladığınız uygulamalar neler?
Doğaya saygı bizim DNA'mızda var. Yapı malzemelerimizi seçerken çevre dostu seçenekleri tercih ettik. Güneş enerjisi sistemleri, gri su geri dönüşüm uygulamaları ve atık yönetimi gibi süreçleri sistematik olarak yürütüyoruz. Ayrıca çevre bilincini misafirlerimize de aşılamak için küçük ama etkili bilgilendirmeler yapıyoruz.

Mare Deluxe'un ardından, Türkiye dışında da benzer projeler yapmayı düşünüyor musunuz?
Evet, yurt dışından bu konsepti örnek almak isteyen birçok yatırımcıyla görüşmelerimiz sürüyor. Mare Deluxe bir marka haline geldi ve bu markayı uluslararası arenaya da taşımayı hedefliyoruz. Yunan Adaları, Güney İtalya ve İspanya gibi bölgelerde benzer konseptlerle yeni projeler planlıyoruz. Ancak bu genişleme de aynı kalite çizgisinde olacak, asla ödün vermeyeceğiz.
"Turizmde lüks" algısı dönüşüyor. Sizce önümüzdeki beş yılda lüks otel ve rezidans anlayışında neler değişecek?
Lüks, artık kişiselleştirme ile eş anlamlı hale geliyor. Önümüzdeki beş yılda "benim için özel hazırlanmış" deneyimler öne çıkacak. Teknolojiyle entegre ama duygudan uzak olmayan çözümler; sürdürülebilirlik, sessizlik, dijital detoks gibi değerler ön planda olacak. Çünkü artık insanlar sadece bir yerde konaklamak değil, yaşamak istiyor.
Kariyerinizde bugüne kadar karşılaştığınız en büyük zorluk neydi? Bu süreç, kendinize hangi dersleri çıkarmanıza katkıda bulundu?
Pandemi dönemi belki de en büyük sınavımızdı. Belirsizlik, durma riski ve tüm sektörün kilitlenmesi... Ama bu süreç bana dayanıklılığı, hızlı adaptasyonu ve insan odaklı düşünmenin önemini bir kez daha gösterdi. Ekibimize ve misafirlerimize duyduğumuz sorumluluk sayesinde bu dönemi başarıyla aştık.

İş hayatı dışında sizi ne motive ediyor? Dinlenmek, enerji toplamak ya da ilham almak için neler yaparsınız?
Doğayla baş başa kalmak, denize açılmak ve seyahat etmek beni her zaman motive eder. Farklı kültürleri tanımak bana büyük ilham verir. İş dışında, hayatın sade ama anlamlı anlarının peşindeyim.
Tatil söz konusu olduğunda sizin favori rotalarınız hangileri? Bodrum dışında kendinizi en iyi hissettiğiniz destinasyonlar nereler?
Bodrum her zaman kalbimin en özel köşesinde. Ama bunun dışında dünyayı gezmeyi seviyorum, değişik ülkeler, değişik kültürler her zaman ilgimi çekmiştir.