Pandemi ve şu anda ABD ile dünyada yaşanan protestolar; moda endüstrisinin durması, geleceğini düşünmesi ve kendini sıfırlaması ihtiyacının ne kadar acil olduğunu ortaya çıkardı. İşleri farklı ve daha sürdürülebilir bir şekilde, insanları ve çevreyi öncelikli olarak düşünerek yapma fırsatımız var. Covid-19 moda endüstrisine sert bir darbe vurdu ve önümüzdeki yıl endüstrinin geleceğinin belirsiz olduğu bir sır değil. Gelecek sene talep ve tüketimde azalma, tedarik zincirindeki bozulma, envanterdeki yığılma ve iptal edilen siparişler nedeniyle İngiliz tasarımcıların çoğunun önceliği işlerini ayakta tutmak olacak. Amerika’daki olaylar hiçbir şeyin ırksal önyargı ve ayrımcılıkla mücadeleden daha acil olmadığını gösterdi. Daha önce bizim endüstrinin odağında iklim değişikliğiyle mücadele vardı; artık ırkçılığı da ele almalı ve bu uç noktalara nasıl gelindiğini yansıtarak endüstriyi harekete geçirmeliyiz. Bunu yapmaya birbirimizi dinleyerek ve sektörde bilinçli ya da bilinçsiz önyargı olmadığı konusunu garantiye almaya davet ederek başlamalıyız. Her mücadele yeni fırsatlar doğurur ve şu anda moda endüstrisini yeniden düşünmek en doğru zaman. Bu süreci daha sürdürülebilir, eşit ve çok çeşitli bir endüstri yaratmak için bir fırsat olarak görmeliyiz.
Londra Moda Haftası ilk kez dijital olarak gerçekleşti. Bu yeni deneyim hakkında neler söylemek istersiniz?
Bu sezon tasarımcıların yeni düşünme biçimlerine ve bolca yaratıcılığa tanıklık ettik. Haziran ayındaki en büyük değişiklik etkinliğin tamamen dijital, herkese açık, cinsiyet ayrımı olmadan kadın ve erkek hazır giyim tasarımcılarının katılımıyla gerçekleşmesi. Yeni platform 12-14 Haziran arasında londonfashionweek.co.uk’de canlı olarak özel multimedya içerikleri ile tasarımcıların, yaratıcıların, perakendecilerin ve marka ortaklarının anlatımlarına odaklanarak moda, kültür ve teknolojiyi buluşturdu. Filmler, podcast’ler, tasarımcı günlükleri ve dijital showroom’lar gibi heyecan veren birçok içerik keşfedildi.
Ünlülerin katılımıyla gerçekleşen, çok sayıda partinin düzenlendiği moda haftalarının sonu mu geldi? Yoksa bu sadece geçici bir değişiklik mi?
Pandemi sonrası yeni gerçeklik farklı olacak ve dijitalin tercih edilebileceği bir ortama hazır olmalıyız; en azından önümüzdeki bir yıl için. Sektör olarak bu yeni normale adapte olmalı, yaratıcı fikirler ve çözümlerle koleksiyonlar tanıtarak modayı kutlamalıyız. Yakın bir gelecekte Londra Moda Haftası’na fiziksel bir öge eklemeyi umut ediyoruz; yeni dijital platform da tüm dünyadaki moda tutkunlarına yıl boyunca bir forum sağlayarak Londra Moda Haftası’nın önemli bir bölümü olmaya devam edecek.
British Fashion Council (BFC), Covid-19 kriz fonunu hayata geçirdi. Fonu sizden dinleyebilir miyiz?
Bu süreçte moda endüstrisini desteklemek için neler yapabileceğimizi düşündük ve Mart ayında BFC Vakfı Moda Fonu’nu sunduk. Mevcut yetenek sermaye fonumuz BFC Eğitim Vakfı’nın kaynaklarıyla beraber yeniden şekillendirilerek 1 milyon Sterlin’lik acil durum fonuna dönüştürüldü. Fonun büyük bir bölümü tasarımcıların işlerine destek sağlarken bir kısmı da moda öğrencilerine ayrıldı. Mayıs ayında fondan para alacak ilk isimleri açıkladık; 37 İngiliz tasarımcı markasının her biri 50 bin Sterlin bağışın yanı sıra danışmanlığa hak kazandı. İlk çağrımıza 220’den fazla başvuru oldu; bu da destek ihtiyacının çok fazla olduğunu ve mevcut fonların sadece okyanusta bir damla olduğunu kanıtlıyor. O yüzden şu anda daha fazla markaya destek sağlayabilmek için bağış topluyoruz; tasarım, yaratıcılık ve pozitif kültürel etkiyi destekleyen işlerin geleceğini korumak için İngiliz hükümetinden de toplanan her 1 Sterlin için 1 Sterlin istiyoruz.
Bu sürecin tasarımları etkileyeceğini düşünüyor musunuz? Daha maksimalist tasarımlar mı göreceğiz yoksa minimalist tasarımlar mı öne çıkacak?
Bu süreç tasarımcılara çalışma ve koleksiyonlarını sergileme biçimlerini gözden geçirme ve sıfırlama fırsatı verdi. BFC olarak modanın hızlı, bağışlamaz temposuna alışık olan markalarımızı, tasarımcıları ve perakendecileri yavaşlamaya teşvik ediyoruz. Tasarımcılara daha küçük koleksiyonlar çıkarmalarını, ana ürünlere ve yılda iki koleksiyona odaklanmalarını öneriyoruz. Önümüzdeki aylarda bizi daha az tasarımın yer aldığı, yüksek kaliteli, yaratıcılıkta ve dijital araçlarla yeni denemelerin olduğu koleksiyonların beklediğini düşünüyorum. Az üretimle sürdürülebilirliğe daha fazla odaklanılacağını da umuyorum.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak ve mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için
tıklayınız.