Sanat ve tasarım arasındaki hiyerarşik ayrımı yıkan bir sanat platformu olan MASH (My Art Shalini)’ın ve Shalini Passi Art Foundation’ın kurucusu, Hintli koleksiyoner Shalini Passi’den yeni normali dinliyoruz.
Normalleşme süreci ile birlikte koleksiyoner alışkanlıklarında ne gibi değişiklikler gözlemleyeceğiz? Online alımların artacağını düşünüyor musunuz?
Günün ihtiyaçları doğrultusunda online satışlar ve açık artırmalara geçiş yapıldı. Böylelikle sanat camiasının krizden olabildiğince az etkilenmesi hedeflendi. Fakat sanatı fiziksel olarak deneyimlemek ile online olarak görmek arasında ciddi farklar var. Dijital teknolojiler sanat işini özel bir şekilde deneyimleme olanağı sunsa da dizüstü bilgisayarınızda online olarak görmenin işin fiziksel görkemine tanık olmanın aksine, deneyimin kendisinden bir şeyler çaldığını düşünüyorum.
Pandemi sürecinden sanat piyasası nasıl etkilendi? Koleksiyoner izleğinden anlatabilir misiniz?
Pandeminin etkisini beklenmedik bir şekilde sanat dünyasında göstermesi endişe vericiydi ama yeni normale adapte olmayı başardığımıza inanıyorum. Kamusal alanların kapanması ve seyahat kısıtlaması, takvimi çoktandır belli olan etkinliklerin aksamasına sebep oldu. Bazı sergiler online’a taşındı, bazılarının ise tarihi ertelendi. Son derece zor bir değişim olsa da online sergiler ve konferanslar düzenleyip sanatçılara destek olarak sanat dünyasının canlı kalmasını sağlamak istiyoruz.
Pek çok sergi dijitale taşındı. Sizce dijitalleşme pandemi karşısında üretilen bir çözüm mü? Yoksa sürdürülebilirliği var mı? Pandemi sonrasında da dijital sergilerle karşılaşmayı beklemeli miyiz?
Pandemiden önce online sergiler ve teşhir odaları varsayımsaldı sadece. Online alanlar yaşadığımız zor zamanların neticesinde zorunluluktan ortaya çıksa da ulaşılabilirliği arttırması ve farklı izleyicilerin sanatı deneyimlemesini sağlaması bakımından ne kadar verimli olabildiğini gösterdi. Dijital sergilerin, sanatı deneyimlemek için yeni perspektifler sunması ve farklı izleyicilerin erişimine açık olması bakımından önemli olduğuna inanıyorum. Fakat fiziksel olarak bir sanat işine bakmak hala bu deneyimin önemli bir parçası. Dijital alternatifin yakın zamanda fiziksel deneyimin yerini alacağını düşünmüyorum.
Pandemiden en çok etkilenen gruplardan birinin bağımsız sanatçılar olduğunu göz önünde bulundurursak, gelecek alımlarınızda bağımsız sanatçıları desteklemeyi düşünür müsünüz?
Bana kalırsa, durum ne olursa olsun, sanatçıların ürettiğinden emin olmak adına onlarla çalışmaya devam etmek bizim görevimiz. Koleksiyonerler ve sanat kurumlarının temsilcileri olarak sanat üretimini desteklemenin yollarından biri ise dijital platformları teşvik etmek.
Pandemi döneminde fuarlarla ilgili farklı gelişmeler oldu. Örneğin, bazı fuarların çevrimiçi alanda eser sergilediklerini ve aktif duruma geldiklerini gördük. Fuarların gelişimiyle ilgili düşünceleriniz neler? Koleksiyoner olarak fuarların çevrimiçi alanda aktif duruma gelmesi nasıl bir etki yaratır?
Bazı organizasyonların fuarları ve etkinlikleri erteleme kararı aldığı bu şartlarda bir sanat fuarına ev sahipliği yapmak gerçekten çok güç. Bu etkinlikleri online mecralara taşımak sanat dünyasının bu beklenmedik durumdan kaynaklanan kaybını azaltıyor. Bir koleksiyoner olarak sanat işini online deneyimlemek ile fiziksel deneyimlemek arasında çok fark olduğunu düşünüyorum. Online fuarlar daha bireysel bir deneyim sağlıyorlar. Fiziki bir fuarı gezerken yaşadığınız dikkat dağınıklığından kurtuluyor, istediğiniz iş karşısında istediğiniz kadar zaman geçirebiliyorsunuz. Öte yandan, evinizde dizüstü bilgisayarınızda fuar gezdiğiniz için bu monoton bir deneyime dönüşebiliyor. İki boyutlu bir süreç anlayacağınız.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak ve mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için
tıklayınız.