Özellikle sosyal medyada ‘Nur Bilen Yavuzer’ stili diye bir gerçek var. Sen kendi stilini nasıl tanımlıyorsun?
Rahat, kendisi için giyinen, yeni şeyler denemeyi çok sevmeyen klasik bir tarzım var.
Son dönemde gardırobuna neler ekledin?
Gardırobumun çoğunluğu kendi koleksiyonumdan oluşuyor, zaten çıkış noktam dolabımda olmasını istediğim, eksikliğini hissettiğim modelleri yapmaktı. Bol pantolonlar, rahat pamuklu gömlekler her zaman favorim. En son ilk günlerinden itibaren çok sevdiğim Gül Hürgel’den benim için yazı ifade eden bir elbise aldım. Prada sandaletler bu yaz son aldıklarımdan ve sık sık giyiyorum ve Chanel’den de çok klasik yazlık bir hırka aldım.
Modaya olan tutkunu ne zaman keşfettin?
Annem çok özenli ve güzel giyinen bir kadındı. Ayakkabı ve çantalarını takım yaptırır dolabında renklerine göre düzenlerdi. Evden çıkar çıkmaz tüm kıyafetlerini tek tek giyer, onun gibi uydurmaya çalışırdım. Özellikle ayakkabı ve çantaların aynı deriden olması, düzeni beni çok etkilerdi. Aslında kendimi bildim bileli özenli giyinmek konusunda dikkatliyimdir. Sadece annemden değil, babamdan da gördüğüm bir şey bu.
Yaptığın en büyük stil hatası neydi?
Stil hatası yoktur bence, trendlere göre giyinince geriye dönüp bakınca o zaman için güzel gelen bir şey şimdi için hata gibi geliyor oysa değil. Önemli olan giyildiği an mutlu etmesi, giydiğimize göre de etmiştir.
Asla giymem dediğin bir parça var mı?
Neon renkler, çok desen, dolgu topuk.
Fotoğraf: Fevzi ONDU