Sezonsuz Kıyafetlere Yatırım Yap
Modayı ve trendleri takip etmeyi birçoğumuz seviyoruz, kabul edelim. Hatta içten içe “Moda, insanın kendine yakışandır” mottosunu benimsiyor olsak da sezonun öne çıkan parçalarını dolabımıza eklemekten geri durmuyoruz. Peki bu parçaları bir sonraki sezonda da giyiyor muyuz? Tam da bu sorunun cevabından yola çıkarak “Sezonsuz kıyafetlere yatırım yap” mottosunu öneriyoruz. Giymeyi her zaman sevdiğiniz, aynı zamanda da her sezona uyabilecek lacivert, siyah, beyaz, bej ve gri gibi temel renklere ağırlık vermelisiniz. Sizin için doğru kesimi bulmalısınız, misal bisikletçi yaka veya V yaka ya da kalem pantolon veya mom jeans gibi… Proporsiyonunuza uygun bir ceket, klasik kesim bir elbise ve kaşmir bir palto hem sürdürülebilir hem de zamansız bir gardırop yaratmada size tahminlerinizin üzerinde bir yardım sağlayabilir.
Bu Kıyafeti En Fazla Kaç Kere Giyeceğim? Dolabımda En Az Beş Parça ile Kombinleyebiliyor muyum?
Gardırobumuza yeni kıyafetler eklemeden önce belirli temel kriterlere sahip olmamız gerekiyor. Temel kriterleri belirledikten sonra ise cevaplar konusunda da objektif olmamız gerekiyor. Sezonun trendlerinden ve günün modasından bağımsız olarak gardırobunuza yeni bir parça eklemeden önce “Bu kıyafeti en fazla kaç kere giyeceğim?” sorusunu kendinize sormalısınız. Bu konudaki limitiniz nedir? Misal, 20 ya da 25 gibi. Alacağınız yeni kıyafeti belirlediğiniz limit doğrultusunda giyecekseniz buyurun, alın. Ancak giyme limitiniz belirlediğiniz rakamın altında kalıyorsa o zaman ihtiyacınız yok demektir. Unutmayın, en önemli tavır objektif olmanız. Bir diğer seçenek olarak alacağınız yeni kıyafet için “Dolabımda en az beş parça ile kombinleyebiliyor muyum?” sorusu olabilir. Limiti artırabilirsiniz, ancak azaltmanızı önermeyiz. Alacağınız yeni parçayı dolabınızdaki diğer kıyafetlerle kolayca kombinleyebiliyor ve uzun vadeli bir yatırım olarak görüyorsanız, gönül rahatlığıyla ekleyin deriz.
Kıyafetinizin İçeriği Hakkında Daha Fazla Bilgi Sahibi Olmaya Ne Dersiniz?
Hepimiz birer dünya vatandaşı olarak yaşadığımız yeryüzüne ve kaynaklarına karşı sorumluluk sahibiyiz. Hem kendimize hem de gelecek nesillere sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya bırakabilmek adına doğal kaynakları sorumsuzca tüketmeden önce iki kez düşünmeliyiz. Sıfır atık, doğal enerji kaynakları ve sürdürülebilir kumaş seçimleri gibi günlük alışkanlıklarımıza ekleyeceğimiz küçük değişiklikler oldukça büyük farklılıklar yaratabilir. Eskiye nazaran günümüzde şeffaflık ilkesini benimseyen, üretim sürecinden kıyafette kullandığı malzemeye kadar tüm detayları müşterisiyle paylaşan birçok marka var. Sürdürülebilirlik ilkesini benimseyen, geri dönüştürülebilir ve doğal kaynaklara yönelen markaları belirleyerek bir portföy oluşturabilirsiniz. Üstelik sosyal medya aracılığıyla markalarla iletişime geçmek eskisinden daha kolay ve hızlı. Böylece değerlerinizle ortak bir amaca sahip olan markaları portföyünüzden seçerek, alışveriş yapabilirsiniz.
İhtiyacınız Olmayan Kıyafetleri Bağışlayın, Arkadaşlarınızla Paylaşın ya da Satın
Artık ihtiyacınızın olmadığını düşündüğünüz ya da istemediğiniz kıyafetleri gardırobunuzdan ayıklamanın vakti gelmedi mi? Büyüklerimizin de dediği gibi “Harekette bereket var”. Sürdürülebilir bir gardırop oluşturmadan önce eskiye bir şerit çekmek, başlangıç için pratik ve hızlı bir adım olabilir. O yüzden gözünüzde büyütmemeli ve harekete geçmelisiniz. Birden fazla parça ile eşleştiremediğiniz ya da aldığınızdan beri maksimum üç ya da dört kere giydiğiniz tüm kıyafetleri ayırmalısınız. Sonrasında bu kıyafetleri ihtiyacı olanlara bağışlayabilir, arkadaşlarınızla paylaşabilir veya da hesap açıp satabilirsiniz. Hatta bu tavrınızın alışkanlık olması adına, gardırobunuza yeni bir kıyafet eklediğinizde muhakkak aynı sayıda kıyafeti de elden çıkarmalısınız.
Kaliteli Kıyafetlere Yönelmelisiniz
Daha kaliteli ve uzun ömürlü kıyafetler almak, hızlı moda ürünleri tüketmekten daha fazla para harcamanıza neden olabilir. Ancak unutmayın ki daha uzun süre giyeceksiniz! Sadece sezon trendi bitene ya da bir sonraki seneye kadar değil. Belki çocuğunuza belki de torununuza kadar saklayabileceksiniz. Üstelik manevi açıdan sürdürülebilirliği bir yana bu tavrınız sizi uzun vadede daha az tüketime yönlendireceği için yeryüzündeki kendi karbon ayak izinizi de önemli ölçüde azaltma şansına sahip olabilirsiniz. Hem tasarruf hem de yatırım yapmanız aynı anda mümkün. Üstelik kaliteli ürünlerin ömrü uzun olduğu için kıyafetlerinize özen göstermede daha hevesli olabilirsiniz. Nasıl olsa bir sene giyeceğim tavrından uzaklaşarak, kıyafetinizi tamir etmede ya da yıkamada daha doğru bir yaklaşım sergileyebilirsiniz. Kıyafetinizin tamire ihtiyacı olduğunda bir profesyonelden yardım alabilir ya da kendiniz düzeltebilirsiniz. Doğru deterjan kullanımı ile de uzun vadede renk korumasına dikkat ederek yıpranmasını da önleyebilirsiniz.