Dünyaca ünlü bir cazibe merkezi değil ama hem Avrupa hem de Akdeniz havzası esintileri hakim. Başkentin nehir etrafına konumlanmış mimarisi barok, art nouveau stilinde ahenkli bir görsel şölen sunduğunu söyleyebilirim. Ejderha, cam ve üçüz köprüler, Ljubljana kalesi, Fransiskan klisesi, parlamento, pazar yeri, belediye binası ve nehir turu yapılabilecek aktiviteler. Slovenya mutfağı size farklı lezzetler sunacağı kesin ama tek Türk restoranı olan Yıldız Han da görülmesi gereken muhteşem bir değer. Ben oğle yemeğinde bulundum ve kendimi sanki Anadolu’da zannettim.
Slovenya mutfağı için önereceğim en nefis yer Spajza. İş yemekleri ve romantik buluşmalar için tercih edilen bir local restoran. Bu mevsimde bahçe açık ve içeride güzel odalarda süslü masaların olduğu etkileyici yemek alanları da var. Slovenya mutfağı et ağırlıklı. Özellikle de yaban kuşu ile hayvanlarının etleri. Bu restorana gelince trüf mantarlı tütsülenmiş yaban kazı ciğeri yemeden gitmemenizi öneririm. Kestaneli mantar çorbası mutlaka başlangıçta içeceğiniz ön yemeğiniz olsun. Sıcak olarak servis edilen kabak, domates ve mozzarella tadına doyum olmayacak kadar hafif ve güzel bir ara sıcak.
İtalya’ya sınırı olan ve ana dillerden biri İtalyan olan Slovenya’da yemek kültüründe de İtalyan etkilerini bolca görebileceksiniz. Bu restoranda deniz ürünleri İtalyan usulü servis ediliyor. Istakozdan karidese kadar tüm kabuklu deniz mahsulleri bulunuyor. Ben ana yemekte konyakta pişirilmiş ördek göğüs eti yedim. Yanında taze incir püresi ile servis edilmişti. Bunun dışında tavşan eti, balıklar, sığır ve dana etleri de sunan menüde etlerin; zencefil, mantar ve roka gibi bol yeşillikle sunuluyor olması büyük avantaj. Tatlı yemedim çünkü yemek sonrası Cacao adlı bir mekanda yer fıstığı ezme kremalı ve sacher içeren dondurmayı denedim. Gerçekten ultra nefisti diyebilirim.