Muhtemelen "Filmlerdeki en ünlü çiftler" dendiğinde aklına Rose ve Jack gelmeyen az kişi vardır. Bu yüzden listemizin birinci sırasını, gerek benzer aşk hikayelerine ilham oluşuyla gerek gerçekten o tahtanın üstünde Jack'e yer olup olmadığı konusunda olsun, bugün hala bahsedilen en ünlü film çiftlerinden Rose ve Jack'e ayırmak durumundayız. Asla batmaz denilen Titanic yolcu gemisinin bir buz dağına çarparak batması sonucu birçok insanın hayatını kaybettiği olayın hikayesi, aristokrat bir genç kızın gemide tanıştığı yoksul bir sanatçıya aşık olması üzerinden anlatılıyor. James Cameron'ın yazıp yönettiği "Titanic"in başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Kate Winslet bulunuyor. Rose ve Jack'e hayat veren Winslet ve DiCaprio'nun, "Titanic" setinde başlayıp hala devam eden sıkı dostluğu herkes tarafından biliniyor.
"The Notebook" filmi, "Doğru insanı bulduğunuzu düşünseniz, onu sonsuza dek bekler miydiniz?" sorusunun cevabını çok net bir şekilde veren bir yapım. Noah ve Allie'nin tutkulu aşkları abartılı mı? Evet. Peki cezbedici mi? Kesinlikle. Noah ve Allie'nin bir araya gelmemesi için kızlarını daha yüksek bir sosyal ve ekonomik sınıftan bir adamla evlendirmek isteyen Allie'nin ailesinden II. Dünya Savaşı'na kadar birçok neden var. Ancak aşk ne engel ne de aradan geçen yılları tanıyor... Noah ve Allie'nin öpüşme sahnesi, Ryan Gosling ve Rachel McAdams'a bir zamanlar MTV'nin merakla beklenen ödül kategorisi olan En İyi Öpüşme ödülünü de kazandırmıştı.
"The Star Wars" film serisinin dünyanın en ünlü bilim kurgu filmleri arasında yer almasının yanı sıra Han Solo (Harrison Ford) ile Prenses Leia (Carrie Fisher) arasındaki aşk hikayesi de bir o kadar ünlü. Hatta Han Solo ve Prenses Leia kostümleri, Cadılar Bayramı'nda çiftlerin en çok tercih ettikleri kostümlerden. Tabii ki Han'a son anda "Seni seviyorum" diyen Leia'ya karşı, Han'ın verdiği "Biliyorum" cevabı da sinema tarihinin ünlü sözleri arasına altın harflerle kazındı. Senaryoya göre Han'ın aslında "Ben de seni seviyorum" gibi bir cevap vermesi gerekirken, Han karakterine ve çiftin arasındaki uyuma fazlasıyla hakim olan Harrison Ford o sahnede doğaçlama yapıyor ve bu diyalog çok beğenildiği için filmde korunuyor.
Blake Edwards'ın yönettiği, 1961 yapımı "Breakfast at Tiffany's" filmi, "Cat" isimli kedisinden ana karakteri Holly Golightly'nin kıyafetlerine ve Golightly'nin New York'un Upper East Side'ında bulunan evine kadar her yönüyle ikonikleşmiş bir yapım. Tabii ki her karesiyle ünlenmiş bu filmdeki Holly Golightly (Audrey Hepburn) ve Paul Varjak (George Peppard) arasındaki romantizm de bir o kadar akıllara kazınmış durumda. New York sosyetesinden olan Holly, apartmanına yeni taşınan Paul'le ilgilenmeye başlar. Ancak Holly'nin geçmişi, onu yoluna çıkmakla tehdit eder.
2001 yılında ilk filmi "Bridget Jones's Diary"nin ardından büyük bir üne kavuşan "Bridget Jones" serisi, 2004 yılında "Bridget Jones: The Edge of Reason" ve 2016 yılında "Bridget Jones's Baby" filmleriyle devam ediyor. Başrollerini Renée Zellweger, Colin Firth ve Hugh Grant'in paylaştığı filmde Bridget'ın, kendisinin daha iyi bir versiyonuna dönüşmeye çalışırken bir yandan da aşkı arama hikayesini izliyoruz. Jane Austen'in kült eseri "Pride and Prejudice"ın modern bir uyarlaması olan filmde Elizabeth Bennet'ın yerini Bridget, Mr. Darcy'ninkiniyse Mark alıyor. Renée Zellweger'in sevimliliği ile Colin Firth'ün cool duruşu yan yana gelince, tabii ki Bridget ve Mark, film tarihinin en ünlü çiftleri arasında yerlerini alıyor.
Tabii ki referans alındığı filmden bahsetmişken orijinaline de listede yer vermemek olmaz çünkü Elizabeth Bennet ve Mr. Darcy'nin aşk hikayesine birçok film, dizi ve kitapta gönderme yapılmasının bir nedeni var. Elizabeth ile Mr. Darcy arasındaki gurur ve önyargıya rağmen oluşan kıvılcımlar seyircinin de yüreğini heyecanla dolduruyor. Aynı zamanda ünlüler geçidi gibi bir film olan "Pride and Prejudice"ın başrollerindeki Keira Knightley ve Matthew Macfadyen'a Donald Sutherland, Rosamund Pike, Jena Malone ve Carey Mulligan gibi oyuncular eşlik ediyor.
"Branjelina"nın doğuşu diyebileceğimiz "Mr. & Mrs. Smith" filmindeki Brad Pitt'in canlandırdığı John Smith ve Angelina Jolie'nin canlandırdığı Jane Smith, dışarıdan sıradan bir evliliğe sahip görünen birbirinden uzaklaşmış bir çift. Ancak birbirlerinden sakladıkları sır şu ki John ve Jane, rakip şirketlere çalışan iki gizli ajan. Bu büyük sırrın ortaya çıkması, ikiliyi birbirinden ölümüne ayırabilir ya da daha da yakınlaştırabilir. Romantik, komedi ve aksiyon türlerine giren "Mr. & Mrs. Smith", bazen tam da sevgilinize ya da eşinize karşı hissettiğiniz duyguları eğlenceli bir abartıyla sunuyor. Brad Pitt ile Angelina Jolie'nin çift uyumları da ekrandan dışarı taşıyor.
Richard Gere'in soğuk katı bir avukat olan Edward'ı canlandırışında mı, yoksa Julia Roberts'ın hayat dolu ve eğlenceli Vivian'ı bize doyasıya yaşatmasından mı bilinmez; "Pretty Woman" ve filmin çifti Edward ile Vivian'ın, romantik filmler tarihinde unutulmaz bir yeri bulunuyor. Edward, katılması gereken etkinliğe yanında birini götürmek için bir eskorta ihtiyaç duyar ve Vivian'la anlaşır. Ancak aklındakinin aksine Edward, Vivian'a aşık olur. Julia Roberts'ın En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ına aday olduğu "Pretty Woman"da Roberts ve Gere'e, Jason Alexander, Laura San Giacomo, Ralph Bellamy, Alex Hyde-White ve Hector Elizondo gibi isimler eşlik ediyor.
Richard Linklater'ın yazıp yönettiği ve aynı oyuncularla dokuz yılda bir çektiği filmlerden oluşan "Before..." üçlemesinin ilki olan "Before Sunrise"da (1995) Ethan Hawke'ın canlandırdığı Jesse, tren yolculuğunda Julie Delpy'nin canlandırdığı Céline isimli genç bir kadınla tanışır. Viyena'da trenden inip geceyi birlikte, şehirde dolaşarak ve sohbet ederek geçirirler. Jesse ve Céline'in aşklarının 18 yıllık hikayesi "Before Sunset" (2004) ve "Before Midnight" (2013) filmleri ile devam eder. Bu çifti bu kadar ünlü yapan, senaryo sayesinde ikilinin arasındaki diyalogların gücü ve en önemlisi de aşk ve romantizmin olabildiğince gerçekçi bir şekilde ele alınmasının izleyiciyi neredeyse büyüleyerek ekrana kilitlemesi.
Ailesiyle birlikte yaz tatilini geçirdiği tesisteki dans eğitmeni Johnny'ye aşık olan Baby (Frances)'in büyüme hikayesini izliyoruz. Baby ve Johnny'nin dans sahneleri ve filmden bazı sözler o kadar ünlü ki günümüz film ve dizilerinde "Dirty Dancing"e birçok gönderme yapılmaya devam ediliyor. Jennifer Grey ve Patrick Swayze'nin canlandırdığı Baby ve Johnny'nin arasındaki kimya, filmi izleyen herkesin kalbine kazınıyor. Ancak ilginç bir bilgi; Patrick Swayze, daha sonradan filmin çekimleri sırasında Jennifer Grey'i çok şımarık bulduğunu ve hatta ona katlanamadığını açıklamıştı. Filmi izleyenlere bu durum geçmediğine göre ikilinin oyunculuğu ve filmin yönetmenliğini bir kez daha takdir etmek gerek.
Humphrey Bogart ve Ingrid Bergman'ın başrollerinde yer aldığı "Casablanca", tüm zamanların en ünlü filmlerinden biri. Bir kafe sahibinin, eski sevgilisi ve onun kocasına Nazi'lerden kaçmaları için yardım edip etmemek konusunda karar vermeye çalışmasını izliyoruz. Rick ve Ilsa'nın aşk hikayesi, bazen sevdiğiniz kişi için yapabileceğiniz en iyi şeyin onu bırakmak olduğunu anlatıyor. Michael Curtiz'in En İyi Yönetmen ödülünü kazandığı "Casablanca", En İyi Film ve En İyi Senaryo dallarında da Oscar sahibi.
Tipik bir "iyi kız" olan Sandy, "kötü çocuk" olarak anılan Danny'e aşık olur. Yazın tanışan ikili, aynı liseye gittiklerini fark edince ilişkileri beklemedikleri şekilde ilerler. "Grease"in şarkılarının ünü bir yana, John Travolta ve Olivia Newton-John'un rollerinin hakkını sonuna kadar vermesi, izleyeni filme yeniden hayran bırakıyor. Muhtemelen Sandy ve Danny'nin çift uyumunu en iyi özetleyen sahne, ikilinin birbirlerinin dünyalarına dahil olmak için verdikleri çabayla giyinip buluştukları sahnedir.
"En büyük aşklar nefretle başlar" sözünün ete kemiğe bürünmüş hali ola Mia ve Nicholas'ın, ünlü film çiftlerine dahil olmasının altında yatan en büyük etken Anne Hathaway ve Chris Pine'ın oyunculukları olabilir. Tabii "The Princess Diaries 2" filminin eğlenceli hikayesi de olabilir. Ülkesi Genovia'ya yerleşmiş olan Prenses Mia, 21. doğum gününden önce evlenmek zorundadır, yoksa taht en yakın erkek varise geçecektir. Mia'nın prensesliğe ve kraliyet geleneklerine adapte olma hikayesini ve Nicholas ile taht kavgası olarak başlayıp romantik bir olaylar zincirine dönüşen çekişmelerini izlemek oldukça keyifli.
Harry ve Sally, birbirlerini yıllardır tanıyorlardır. Ancak birbirlerine karşı hissettikleri duygular güçlendikçe arkadaşlıklarının bozulmasından endişelenirler. "When Harry Met Sally"nin oyuncuları arasında Billy Crystal, Meg Ryan ve Carrie Fisher gibi isimler yer alıyor. Nora Ephron'un yazdığı aşk hikayelerinin başarısız olduğunu pek görmeyiz ama "When Harry Met Sally"nin başarısı özellikle çok büyük. Zamanlamayı bir türlü denk getiremeyen ve başlarına gelen şanssızlıklar yüzünden birbirlerine olan gerçek hislerini yıllar boyunca itiraf edemeyen Harry ve Sally'nin hikayesini merakla ve sabırsızlıkla izliyoruz.
Başrollerinde Emma Stone ve Ryan Gosling'in yer aldığı, Damien Chazelle'in yazıp yönettiği müzikal film "La La Land", Los Angeles'taki bir piyanist ve aktrisin, geleceğe yönelik hayallerine kavuşmaya çabalarken aşklarını da sürdürmeye çalışmasını anlatıyor. En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Sinematografi, En İyi Müzik, En İyi Şarkı ve En İyi Prodüksiyon Tasarımı dallarında Oscar kazanan "La La Land", Emma Stone ve Ryan Gosling'in birçok filmde neden partner olduğunu kanıtlar nitelikte. İkilinin uyumları, karakterlerin uyumlarıyla birebir örtüşürken, Mia ve Sebastian'ı gerçekten umursamamızı sağlıyorlar. Sadece birlikte olup olamayacaklarını değil, hayatlarında profesyonel ve kişisel olarak ilerlemek istedikleri yolları da umursuyoruz. Tabii filmdeki en önemli sahnelerin hala internette dolaşıyor olması, bu ilgi çekici çiftin ve hikayenin ne kadar güzel anlatıldığının da altını çiziyor.
Andie, çalıştığı dergide yeni bir yazı hazırlıyordur. "Bir Erkeği 10 Günde Nasıl Kaybedersiniz" konulu yazısı için yeni tanıştığı Ben'i çıldırtıp kaçırmak için her yolu dener. Ancak bilmediği bir şey vardır; Ben de ne olursa olsun Andie'den ayrılmayacağına dair bir iddiaya girmiştir. Filmin başrollerindeki Kate Hudson ve Matthew McConaughey'in uyumu ve sinir bozucu davranmaya çalışırken bile sempatik olmayı başarmaları takdire şayan.
Elbette filmlerdeki en ünlü çiftlerden bahsederken edebiyat tarihinin en ünlü çifti Romeo ve Juliet'i de es geçemeyiz. Genç çiftimiz, sinema tarihindeki birçok aşk hikayesine de ilham olduğu için listemizin son ve onur sıralamasında yer alıyor. Baz Luhrmann'ın yönetmenliğini üstlendiği filmde genç Leonardo DiCaprio ve Claire Danes, çiftin saf ve masum aşklarını olabildiğince duru ve bir o kadar da ilgi çekici bir şekilde yansıtmayı başarıyor.