EMEL AYAYDIN LÜKSLERİNİ ALEME ANLATTI

Emel Ayaydın için lüks oldukça değişken ve sübjektif bir kavram. Lüksün algılama biçimiyle alakalı olduğunu düşünen Ayaydın, “Bana kendimi konforlu ve özel hissettiren detaylar benim için lükstür. diyor ve ekliyor, “Lüks kendime verdiğim bir ödül ve şımarma şansı.”

Gün içindeki küçük lüks kaçamaklarınız neler? Gün içindeki lüks kaçamaklarım pilates ve yürüyüş saatim. Bir de eşim Nejdet’in sürpriz öğle yemeği davetleri…

Sahip olmayı arzuladığınız sanat eseri? Salvador Dali’nin “Kelebekler” adlı çalışmasına sahip olmayı çok isterdim.

Koleksiyonunu yaptığınız bir şey var mı? İsmail Acar’ın İstanbul temalı tablolarını topluyorum. Ayrıca karaf koleksiyonu yapıyorum.

Favori tasarımcınız? Alessandro Michele. Olağanüstü yaratıcılıkla Gucci’yi bambaşka bir noktaya getirdiğini düşünüyorum.

En sevdiğiniz lüks restoranınız? Philippe Starck’ın tasarladığı Paris Baccarat Cristal Room favorim. Ambiyansı ve yemek sunumlarını muazzam buluyorum.

Favori sanatçınız? Fırça darbeleri ile kestiği tuvalleriyle sıra dışı bulduğum Lucio Fontana ve Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez.

Genel olarak lüksü estetiğe, zevklere ve özel hissetmeye hizmet eden bir kavram olarak gören Emel Ayaydın, İsmail Acar’ın İstanbul temalı tablolarının büyük hayranı. Ayaydın’ın en sevdiği tasarımcı ise Alessandro Michele...

Lüks kaçamak tatiliniz? Bulgari Hotel Milano lüks kaçamak noktamız.